GELENEKSEL TÜRK SANATLARI

El Sanatları 20. yüzyılın ilk yarısında, dönemin önemli meslekleri arasında yer almasına rağmen, değişen ticari, ekonomik, teknolojik ve kültürel koşullara ayak uyduramayan ya da yeterince uyum sağlayamamış bazı tarihi meslekler, aslında bir toplumun gelenek ve görenekleri çerçevesinde sahip olduğu kültür ve sanat düzeyinin bir yansımasıdır. Başka bir ifadeyle, bu meslekler aslında ait oldukları toplumların ortak tarih anlayışı doğrultusunda, kültürel ve sanatsal birikimini, estetik bilincini, yaşam biçimlerini, zevklerini, inanç ve duygu dünyalarını yansıtmaktadır.

Ancak, otomasyon sistemlerinin yarattığı ölçek ekonomisi bir yandan üretim miktarını ve ürün çeşitliliğini artırırken, diğer yandan birim üretim maliyetini (dolayısıyla birim satış fiyatını) önemli ölçüde düşürmüştür. Daha açık bir ifadeyle, kısa sürede üretilebilen adeta sonsuz çeşitlilikteki ürünler ile emek-sabır gerektiren ve daha uzun bir üretim sürecine ihtiyaç duyan geleneksel Türk el sanatları ürünlerinin rekabetinden, soğuk ve ruhsuz "seri üretim ürün ve tasarımlar" maalesef kazançlı çıkmıştır.

Bu süreçte, geleneksel Türk el sanatları olarak da ifade edilebilen kültürel ve sanatsal değeri bulunan tarihi mesleklerden birçoğu, çeşitli nedenlerle kay­bolmuş, çok azı ise büyük fedakârlıklarla halen sürdürülmeye çalışılmaktadır. Son yarım yüz yılda, usta-çırak ilişkisi çerçevesinde yürütülen bu meslek türlerinin adeta yok olma riski ile karşı karşıya kalmasının birçok sebebi bulunmakla birlikte, başlıca sebepler arasında dünyadaki bilimsel/teknolo­jik gelişmeler ile köyden kente göçün artması sayılabilir. Bununla birlikte, nüfus artışı sonucu insanların artan gereksinimlerinin karşılanmasında seri üretim ürünlerin yaygınlaşması ve moda kavramının tüm dünyadaki tüketi­cileri maddi ve manevi etki altına alması da, geleneksel mesleklerin ve yöre­sel ürünlerin üretim ve tüketimini olumsuz etkilemiştir. Nihayet, geleneksel Türk el sanatları ürünlerini, dolayısıyla Türk kültür mirasını yeni nesillere aktarabilecek yeni ustaların yetişmemesi, duvar kilimi dokumacılığı (zila­hi), kil ve topraktan yapılan küp (cerecilik), yağ kabı imalatı (hızman), tülü dokumacılığı, çakı ve bıçak yapımı, üzerlik tohumundan nazarlık yapımı, keçi postundan namaz seccadesi yapımı, kökboyalı şal yapımı, keçi kılından kilim dokuma (palaz dokumacılığı), saman çuvalı dokumacılığı (haral), çar­pana dokumacılığı, oya örücülüğü, vb. birçok geleneksel Türk el sanatının ve tarihi mesleğin ortadan kalkmasına neden olmuştur.

Proje Geleneksel Türk Sanatları yeniden canlandırmak amacı ile oluşturulmuştur.

SPONSORLUK

Proje hakkında daha detaylı ilgi almak ve sponsorluk için lütfen bizimle This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it. e-mail adresimizden iletişime geçiniz.

İletişim

Aşık Veysel Mahallesi Kemal Sunal Caddesi Semerkand Residence No:3 K:2 D:18 Esenkent Esenyurt / İstanbul

 
Telefon: 0 (532) 441 61 40

 
E-Mail: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
Destekçimiz
DEYADER © 2019 Tüm Hakları Saklıdır.

E2